top of page

Mahalle Düzeyinde Yerel Yönetim Yapılanma Önerisi-3

Yazarın fotoğrafı: Gönen ORHANGönen ORHAN

Çadır / Konteyner Kentler Nasıl İdare Edilmeli?

veya

Yerelin Yerinden Yönetimi!

veya

Yerel Yönetim Reformuna Başlangıç


Yazının başlığının adımları, içeriğin mealini net anlatıyor mu bilmem?


6 Şubat Depremi yalnızca 11 ili kapsayan fay hatlarının jeolojik kırılması, resmi sonuçları ile 50 binin üzerinde yurttaşın ölümü, sayısı bilinmeyen kayıplar, milyonlarca insanın evsiz kalması ve her gün üzüntünün katmerleşmesi yanında, toplumun bir başka gerçeklikle, üzüntü duygusunun dayanışmaya, dayanışmanın deprem bölgesine sel olup akmasına neden oldu. Diyebiliriz ki, jeolojik kırılmanın yıllara yayılacak sonuçları ile yüzleşme, bütün ülkede olağanüstü bir yardımlaşma duygusu ile kendiliğinden dayanışmaya dönüşüp, deprem bölgesine akın akın gönüllü, gıda, giyecek, çadır, tulum ve bilumum destek olup akmasına neden oldu. Ve devletin refleksinin gecikmesi bireysel gönüllülüğün, sivil toplum örgütlenmelerinin hareketliliği ve beklenenin aksine belediyelerin bölgeye akması toplumsal vicdanın beklenenin üzerinde desteğe evrilmesine yol açtı. Şüphesiz toplumsal vicdanın gönüllü bir dayanışmaya dönüşmesinin sevindirici olmasının yanında öğretici bir yanı da var.

Şimdi, depremin üzerinden neredeyse iki buçuk ay geçtiğinde görünen ise gönüllü desteğin azalmasının yanında, barınma, sağlık, eğitim, üretim, psiko-sosyal destek ve birçok alanda temel ihtiyaçların sağlanılmasında merkezi organizasyonunun yetersiz kaldığı gerçeği ile yüzleşmemiz. Burada yeni bir soru gündeme gelmektedir. Gerek merkezi devletin gerek belediyelerin gerekse STK’ların müdahale ve destekleri ile ilk olarak çözülmeye çalışılan barınma sorunu için kurulan çadır kentler veya şimdi ve sonrasında kurulacak konteyner kentler de idari yönetim ve koordinasyon nasıl olmalı? Merkezi hükümet, AFAD, Kızılay, belediyeler, STK’lar ve gönüllü yurttaşlar müdahale ve dayanışmanın aktörleri. Fakat önemli bir gerçek var: Devletin idari ve yerel örgütlenmesindeki hiyerarşik işleyiş, bütün müdahaleleri de merkezileştirip 11 ilin hasarını gidermeye çalışırken, tabanda sokak, mahalle, ilçe birimleri yasalarca çizilen sınırlarının dışında yeni bir düzleme taşınmıştır.

Yerel Yönetimlerin temel dayanağı olan mahalle fiili olarak ortadan kalkarken, farklı sokak, mahalle ve ilçelerden yaşama tutulan vatandaşların çadır kentlerde veya konteyner kentlerde bir araya gelmesi buraları yeni yerel yerleşim birimi haline getirmiştir.

KONTEYNER KENTLER yeni ve zorunlu yerel yönetim birimi olmuştur. Düzce depreminden ve ülkenin ekonomik kapasitesinden de biliyoruz ki bu konteyner kentlerin üç, dört, beş yıl ikamet alanı olarak kalma olasılığı vardır. Yıllarca aynı mahallede yaşayarak oluşmuş komşuluk, depremin savurmasıyla yaşama tutunanların sığındığı, yeni komşuluklara dönüşmüştür. Zorunlu, ani oluşan bu komşuluk yeni bir ilişkiyi, yeni bir insani iletişimi ve daha da önemlisi yeni bir koordinasyonu da zorunlu kılmaktadır.


Bu yeni zorunlu yerleşme, yeni yerel yönetim birimine “konteyner komşu dayanışma birimi” diyebilir miyiz? Siz farklı bir isim de koyabilirsiniz. Burada vurgu yapmamız gereken, belediye, il özel idaresi ve muhtarlık olarak yasal olarak da tanımlanan yerel yönetim örgütlenmesine mahalleden bakış açısı ile dördüncü bir yerel yönetim birimini tartışmaya açmaktayız. Ülke genelinde mahalleyi yeni bir yerel yönetim birimi önerirken, bu örgütlenmenin deprem bölgesindeki adımı da çadır kent veya konteyner kentlerde kurulacak “komşu dayanışma birimi” de eşgüdüm sağlayıcı olabilir. Bu yeni yerel yönetim biriminin sorumluluğu o çadır kentlerde yaşayanlar olurken, onların kendi aralarında belirledikleri sözcülerinin oluşturduğu “koordinasyon birimi” de hem çadır kent içi ihtiyaç ve sorunların organizasyonunda hem de o çadır kentin kurulmasında rol alan hükümet, il özel idaresi, belediye, STK ve bireysel gönüllüler ile ortaklaşma sağlayabilir. Bu ortaklaşmada, veri akışının tabandan yukarıya doğru açık iletişim kanallarıyla gerçekleşmesi, başta hükümet olmak üzere tüm yasal yetkili birimlerin şekil şartları çerçevelendirelecek biçimde bu işleyişin oluşturulması, sorunların çözümü ve “yerindenlik”ten ulusal ölçeğe uzanan bir çözümler bütünü oluşturması açısından hem etkin hem de işlevsel bir sürecin hayata geçmesini sağlayacaktır. Yine bu işleyiş sayesinde, sadece yerelde sorunlar çözümlenmekle kalmayacak, yurttaşların sorunlarının saptanması ve doğru çözümler üretilmesi açısından yetkili birimler de büyük bir avantaj sağlayacaktır.


Belediye-İl Özel İdaresi-Muhtarlık olarak tanımlanan yerel yönetim örgütlenmesinin mahalleye inmekteki sıkışmışlığı, "Hizmette halka yakınlık” ilkesinin bir gereği ve sonucu olarak, ülkede mahalle temelli örgütlenmeyi esas alan yeni bir yerel yönetim birimi katılımın tabandaki yeni adımı olacaktır.


Sevgilerimle

Gönen Orhan

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page